10 Mayıs 2013 Cuma

Sanatımızın Hatıra Defteri'nden İsmet Paşa'nın Çellosu...


“Çello çalmayı en çok arzu ederim.
İnsan sesine o kadar yakındır ki!”

                                                    İsmet İnönü *

Bazı isimler vardır tarih kitaplarında okuduğumuz, kahramanlıklarıyla övündüğümüz, siyah beyaz görüntülerde izlemeye alıştığımız, büyük işler yaptığını bildiğimiz…Böyle güçlü kişiliklerden biridir İsmet İnönü hem Türkiye hem de dünya tarihi için.  
Garp Cephesi’ndeki başarılarıyla göğsümüz kabarır; Churchill’i hazır cevaplılığıyla alt etmişliğine kahkahalarla eşlik ederiz…Klasik müzik sevdiğini de duymuşuzdur da tarih geleneğimiz askeri ve siyasi yaşamı anlatmayı uygun bulduğundan bu konuyla pek alakadar olamamışızdır. 

                                                              Resim:http://www.tccb.gov.tr/sayfa/cumhurbaskanlarimiz/ismet_inonu/

                                     Atatürk ve İsmet İnönü Ilgın Manevraları'nda / Nisan 1924

Yemen Çölleri’nde Klasik Müzik…

Aslında İsmet Paşa’nın klasik müziğe duyduğu ilgi gençlik yıllarına dayanıyordu. Yemen’de genç bir askerken bir Fransız demiryolu şirketinden kalan taş plaklarda duymuştu Beethoven’ın, Vivaldi’nin, Handel’in çok sesli müziğini. İlk karşılaştığı andan itibaren bağlanmıştı klasiklere genç Osmanlı subayı. Başta eşi Mevhibe hanım olmak üzere herkesi klasik müziğe karşı heveslendirmeye çalışmıştı.  Hatta Mevhibe hanımı teşvik etmek için ona bir piyano bile hediye etmişti. Önceleri cephelerden desteklediği klasik müzik faaliyetlerini başbakanlığı döneminde bu sefer yurt geneline yaymaya çabaladı. Artık dış temsilciliklerden köy enstitülerine kadar klasik müzik en önemli uğraş alanlarından birini oluşturuyordu. Zaman geldi Nazi zulmünden kaçan müzik adamlarına da imkan sağladı, zaman geldi mali yetersizlikler nedeniyle eğitim alamayan yetenekli çocukları yurt dışına eğitime gönderen yasanın çıkmasını da olanaklı kıldı. Görevi gereği gittiği yurt dışı seyahatlerinde de opera ve klasik müzik konserlerine mutlaka fırsat yaratıyor ve gözlemlediği yenilikleri Türkiye’deki yetkililere üslubunca aktarıyordu. 


                                İsmet İnönü ve Winston Churchill / 30. Ocak. 1943 / Adana 


İsmet Paşa’nın koltuğu…

Ankara’da geçirdiği yıllar boyunca zamanı elverdiğince bütün temsillerin baş misafiriydi. Yemen Cephesi’nden işitme duyusunu büyük ölçüde yitirmiş halde dönmesine rağmen klasik müzik tutkusundan kopmamıştı. Bu nedenle Ankara’daki konser salonunda kendisi için yapılmış, hoparlörlü bir koltuğu bile bulunuyordu. Bu koltuk uzun yıllar Paşa’ya hizmet etti ta ki iktidarı Demokrat Parti ele geçirene kadar. Adnan Menderes ve diğer parti ileri gelenlerinin ilk icraatlarından biri İsmet Paşa’nın hoparlörlü koltuğunu ortadan kaldırmak oldu. Hiç şüphesiz bu durum İsmet Paşa’yı oldukça üzecek hadiselerden biriydi. Yoksa bir konser koltuğuyla hükumetin ne alıp veremediği olabilirdi ki! 
Elbette bu tip girişimler Paşa’yı klasik müzik takibinden alıkoyamamıştı. O kadar ki ölümünden birkaç hafta önce hasta yatağından kalkıp yine bir klasik müzik konserinin yolunu tutmuştu! Böylesi bir tutkuydu işte onunki!

                                                            Mevhibe İnönü ve İsmet Paşa

İsmet Paşa’nın Çello’su…

Bir ömür boyu süren siyasi yaşamında sadece 1937 sonbaharından 1938 sonbaharına kadar olan süreyi kapsayan bir dönemde “boş vakti” olabilmişti. Bu da Atatürk’le düştüğü bir anlaşmazlık sonucu başbakanlık görevinden istifa ettiği dönemdi. İşte bu süre zarfında en büyük hayallerinden birinin peşine düştü. Derhal bir çello aldı ve tanıdığı hocalardan dersler almaya başladı. Hatta işitmeyen kulaklarına uygun bir ayar bile yapılmıştı çelloya.  Pembe köşkte İsmet  Paşa’nın ahenkli sesler çıkartmaya çabaladığı çellosu duyuluyordu artık!

                                            Erdal ve Mevhibe İnönü oğullarıyla

“İsmet Paşa çello çalmayı ne kadar ilerletebildi?” sorusu bir muammadır ama bu konuda gerçekten istekli olduğu açıktır. Sanata karşı olan sevgisini tabana yaymak isteyen ve bu doğrultuda reformlar yapan nadir devlet adamlarımızdandır. Muhtemelen de çello çalmaya niyetlenen tek devlet adamıdır. Bu nedenle de benim gözümde en iyi çellistten daha iyidir!

Nebil Özgentürk’ten Sanatımızın Hatıra Defteri…

Yukarıdaki müthiş hikayeye Nebil Özgentürk’ün hazırlayıp sunduğu “Sanatımızın Hatıra Defteri” isimli belgesel programda rastladım. Nebil Özgentürk, çocukluğumun “Bir Yudum İnsan”ını yapardı tekrarlarını bile keyifle takip ederdim. Şimdi Özgentürk “Sanatımızın Hatıra Defteri” ile izleyicilerini bir kez daha ekrana tabiri caizse “kitliyor”. Programda sanat ve kültür tarihimizin sisler altında kalmış olayları ve kişilikleri yeniden hayat buluyor. Ünlü sanatçıların canlandırmalarıyla da gerçekten farklı bir duygu yaşıyorsunuz. İsmet İnönü’yü canlandıran oyuncu Ayberk Atilla’ya ve programda emeği geçen herkese sonsuz teşekkür ediyor; gelecek programları da merakla beklediğimi eklemek istiyorum.  


Meraklısına Not: Sanatımızın Hatıra Defteri’ni TV sever sevmez herkese tavsiye etmek boynumun borcudur! Televizyon bazen çok güzel bir alet J



*Sanatımızın Hatıra Defteri isimli programdan alınmıştır.