6 Kasım 2013 Çarşamba

Ve Mona Lisa çalındı!


Bazı şeyler hiç olamayacakmış gibi gelir bazen. Oysa bu gerçek bir hırsızlık vakası. Dünya tarihinin gelmiş geçmiş en ünlü sanat eserinin sırra kadem basması.
21 Ağustos 1911’de Louvre’da olağan günlerden biriydi. Üstelik Pazartesi’ydi müze kapalıydı. Ufak tefek tadilat işleri yapılıyordu. Leonardo’nun Mona Lisa’sının vitrini de yeniden düzenlenen yerler arasındaydı. Aslında birkaç gündür bir çift kem göz Mona Lisa’yı tehdit ediyordu. Bu sıcak Paris sabahı beklenen fırsatı yaratıvermişti. Marangoz Vincenzo Peruggia tamiratını gerçekleştirdiği vitrinin içinden sanılanın aksine pek de büyük boyutlarda olmayan Mona Lisa’yı çıkartıverdi. İnce yapılı, beyaz işçi gömleği giymiş bu adam saniyeler içinde Louvre’dan ayrılmış ve Rivioli Caddesi’ndeki onlarca insandan biri olmuştu. Gömleğinin içine sakladığı tabloyla yürüyüşü ağırlaşsa da hedefine ulaşmıştı işte. Hôpital Saint Louis Caddesi’ndeki tek göz odasına vardığında gömleğinin içinden çıkardığı 400 yıllık tablo yıkık dökük eşyalarıyla eşsiz bir uyum yakalamış olmalıydı. Ama Peruggia acele etmek zorundaydı tabloyu odadaki odun yığının arkasına acemice gizledi. Bir iki gün içerisinde bu eşsiz başyapıta uygun gizli bölmeleri bulunan bir sandık yapacaktı. Bu düşünceyle hızla Louvre Müzesi’ne geri döndü. İşinin başında olmalıydı; ne de olsa o çalışkan bir marangozdu!
Resim:http://torturedartists.files.wordpress.com/2012/08/monalisatrunk.jpg
Tatil günü Louvre için sakince geçti. Aslında bir duvarcı ustası sabah geçtiği Salon Carré’de asılı duran resmin yokluğunu fark etmişti. Gel gelelim günlerden Pazartesi’ydi. Tatil günlerinde bazı eserler fotoğraflanmak üzere yerlerinden alınabiliyordu. Tamiratın ortasında bir zarara uğramasın endişesiyle kim bilir hangi çok bilmiş müze yetkilisi Mona Lisa’yı kaldırtmıştı. Olamaz mıydı? Olabilirdi...
22 Ağustos’ta müze karıştı Mona Lisa’nın yerinde yeller estiği 24 saat sonunda fark edilmişti. Bu bir skandaldı! Yıllık izindeki müze çalışanları da dahil herkes, bütün Louvre personeli çağrıldı. Sayıları 60’ı geçen dedektif ve polis olay mahallini didik didik etti. Bir anda bütün Fransa ve Avrupa’nın tek gündemi Mona Lisa olmuştu. Basın olağanüstü bir ilgi gösteriyordu. Mona Lisa bütün manşetleri süslüyor; posterleri, kartpostalları kapış kapış satılıyordu. Sigara, çikolata gibi ürünlerin kutularında artık o eşsiz gülüşüyle Mona Lisa vardı. Sinemada film aralarında bile Mona Lisa izleyiciye sunuluyordu. Sonunda dünyanın en popüler kadını haline gelmişti!
İşin garibi Mona Lisa yoktu ama asılı olduğu boşluk izleyici rekorları kırıyordu. Artan ilgi baş döndürücüydü. Louvre yetkilileri inanamasa da boşluğu görmek için uzun kuyruklar oluşuyordu. Ve muhtemelen büyük çoğunluğu Mona Lisa orada asılı dururken bir kez bile Louvre’a uğramamıştı!
Vincenzo Peruggia arkasında bıraktığı kaosa karşılık iki yıl boyunca minik odasında Mona Lisa’yla baş başa kaldı. Nihayetinde resmi yanına alıp Floransa’nın yolunu tuttu. Uffizi Galeri’nin müdürüyle Mona Lisa için pazarlık ederken de yakayı ele vermiş oluyordu. Mahkemeye çıkartıldı kendini iyi bir İtalyan yurtseveri olarak tanıttı. Ne de olsa ‘alçak’  Napoléon Louvre koleksiyonunu başka ülkelerin kültür mirasını çalarak oluşturmuştu! Peruggia sadece çalıntı tabloyu anayurduna geri getirmek misyonunu üzerine almıştı. Bu bir suç muydu?  Savunma sağlam olmasa da kalbi duygulara hitap etmeyi başarmıştı ancak bir hata içeriyordu. Mona Lisa’yı Louvre getiren Napoléon değildi! Bizzat Leonardo da Vinci tarafından vakti zamanında hem arkadaşı hem de hamisi olan Kral I. François’ya satılmıştı. Napoléon faktörüne rağmen savunma tutmuş, Peruggia bu işten 1 yıllık bir ceza ile kurtulmayı başarmıştı.
Resim: Kayıp Eserler Müzesi / YKY/ 2007
Vincenzo Peruggia'nın polis kayıtlarındaki fotoğrafı. 
İlerleyen yıllarda Peruggia’nın vatanperverliğine gölge düşüren gelişmeler de yaşanmadı değil. Bazı araştırmacılar, Peruggia’nın dönemin ünlü üç kağıtçılarından Eduardo de Valferno tarafından tutulduğunu iddia etti. İddiaya göre Valferno, Mona Lisa’nın çalındığını duyan uyanık koleksiyonere sahtelerini satıp müthiş bir kar elde edecekti. Peruggia ise Valferno’nun tasarısının tamamını bilmiyordu; üstelik soygundan sonra da Valferno ile bağlantısı nasıl olduysa kopmuştu. Peruggia da kendi başının çaresine bakarken yakalanmıştı işte!  

Mona Lisa Louvre teslim edildiğinde hiçbir hasara rastlanmadı ve geçen iki yılda gerçek bir kült haline gelmişti. Oysa bu çalıntıya adı karışmadan önce sanat camiasının göz bebeği Raffaello’nun La Fornarina’sı ile Sistina Madonnası’ydı. Elbette Mona Lisa da kabul görürdü ancak sarsılmaz yükselişi ve rakiplerini geride bırakıp bir ikona dönüşmesi çalınmasının mucizevi sonucuydu…


Kayıp eserlerin izini sürenler için kaleme  Kayıp Eserleri Gün Işığına Çıkaran Adam: Charles Hill aldığım bir tık ötede.

2 yorum:

  1. Masal gibi okudum. Böyle bir resmin çalınacağı kimin aklına gelir?
    Paylaşım için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Tamircinin Da Vinci şifresi olmuş. Bir nefeste okunan renkli bir yazı.

    YanıtlaSil