15 Eylül 2014 Pazartesi

Zeytin dalının ucunda : Ayvalık-Cunda

Sonbahar takvimleri alenen işgal etmiş durumda. Lakin gövdemiz halen güneşe teslim. Güzelim yaz uzatmaları oynarken gözümüz kulağımız meteoroloji raporlarında. "Keşke hep yaz olsa" iç çekişleri daha bir sesli telaffuz edilse de sonbahar düşkünleri tarifsiz bir mutluluk içinde. Bunca yaz güzellemesinden sonra itiraf edeyim bu yazı taa ilkbahardan kalma. Şimdi esas konuya girebilirim...Sanki paslı bir anahtarla açtığım bir kapıdan geçiyorum. Sonrası iyot kokan sokaklar, sarımsak taşından evler. Bir sinema perdesinde kaybolmuş gibiyim. Her çağın ruhu bu sokaklarda saklı. Zaman göz alabildiğine uzanan zeytin ağaçlarında soluklanıyor. Vizörüm irili ufaklı adacıklarla dolup taşıyor. Ayvalık'tan Cunda'ya bilmediğim bir keşfe çıkıyorum.   

                                                       Ayvalık'ta gün batımı...


Ayvalık Balıkesir'in en batı ucunda yer alır. Ege Denizi'yle çepeçevre kuşatılmış olması ve büyük kentlere olan yakınlığıyla gezginleri dört mevsim kendine çeker. Zeytinle hayat bulan bu şehirde kışın mevsiminin sertliği ya da yaz mevsiminin kavuran sıcaklığı görülmez. Ege kıyılarının ılıman seyreden iklimi Ayvalık'ta bir uyuma dönüşür. İklimin sağladığı ahenge kapılan tabiat, burada sonsuz bir cömertlikle gün yüzüne çıkar. 

Ayvalık sokakları...

Buralarda sokaklarda kaybolmak bir gelenek değilse de kaçınılmazdır. Eski Rum evlerinin yıllara meydan okuyan zarafeti ve melankolisi ister istemez içinize işler. Bazen bir pencerenin, bazen bir kapının güzelliğine rengarenk çiçekler eşlik eder. Bölgeden çıkartılan sarımsak taşı neo klasik çizgilerle birleşir ve şirin bir yerel mimari oluşturur. Bu duvarlarda zaman askıya alınmış gibidir. Ayvalık'tan Cunda'ya evler, pencereler, kapı tokmakları sizi sarmalar ve bambaşka alemlere sürükler. 

Ayvalık sokakları...


Vino Şarap Evi /Cunda

Ayvalık'ta sokakların dili vardır. Gündelik telaşlar, evhamlar, kahkahalar, sesler ve yüzler hepsi bu sokaklarda birleşir. Yine de sonsuz bir sükunet atmosfere karışır. Onlarca yıllık bir öyküyü kelimelere dökmeden anlatmak da Ayvalık'ın marifetidir işte. 

Cunda

                                                                 Ayvalık


                                                                   Cunda



Cunda

                                                                  Cunda

              Cunda                 
Sarımsak taşı bölge mimarlığının karakteristik özelliği. 
Kolay işlenebilir olması ve civarda çokça bulunması yüzyıllarca tercih edilen yapı malzemesi olmasını sağlamış. 
Günümüzde çok azaldığı için artık kullanımı son derece kısıtlı. 
Hemen her sokakta sarımsak taşlarının salındığı bir ya da birçok yapı görmek olası. 

Cunda


Ayvalık

                                                                               Cunda


Bütün Anadolu gibi Ayvalık da tarih boyu farklı kültürleri koynunda taşımış. Günümüzde bu günlerin izlerini mimari eserler aracılığıyla takip etmek mümkün. Vakti zamanında kilise ve manastır olan birçok yapı zamana yenilmiş. Bazı kiliseler camiye dönüştürüldüğünden halen oldukça iyi durumda. Yakın zamanda gerçekleştirilen girişimlerle müze olarak kullanıma açılan kiliseler de ziyaretçilerini zevkle ağırlıyor.  


Çınarlı Camii / Agios Yorgis Kilisesi
18.yüzyılın son çeyreğinde inşa edilen kilise ,
1923'ten bu yana cami olarak hizmet veriyor.
Çınarlı Camii / Agios Yorgis Kilisesi

Saatli Camii / Hagios Yannnis Kilisesi
19. yüzyıl yapısı olan kilise 1928 yılında camiye çevrilmiş.

                Ayvalık Taksiyarhis Kilisesi / iç mekan
                         Ayvalık Taksiyarhis Kilisesi uzun yıllar metruk bir halde kalmış.                              Definecilerin saldırılarına hedef olmuş. Yakın zamanda restore edilen yapı müze olarak hizmete açılmış. 
Şimdilerde kente gelen gezginlerin uğrak noktalarından biri.

                                      Ayvalık Taksiyarhis Kilisesi / Dış cephe

Cunda birçoğu 19. yüzyılda yapılmış kilise ve manastıra sahip olsa da ne yazık ki bu yapıların büyük bir kısmı tahrip olmuş.  Yine de bu sarımsak taşıyla örülmüş sokakları adımlarken Panaya Kilisesi'nin kalıntılarıyla ya da adanın içine doğru ilerledikçe Çamlı Manastır (Taksiyarhis Ta Çamya) 'ın izleriyle karşı karşıya gelmeniz olası. 

Cunda

Ayvalık sayısı 20'yi geçen adalarıyla gerçek bir adalar diyarı. Bu adalardan en büyüğü olan Cunda karayolu ile Ayvalık'a bağlı bulunuyor. Ayvalık'ın el değmemiş diğer adalarına ulaşmanın yoluysa günü birlik tekne turları. Yunan adalarının popüler tatil noktalarından Midilli'ye de Ayvalık üzerinden ulaşmak mümkün. Ayvalık-Midilli feribot seferleri bütün yıl boyunca devam ediyor.

Cunda

Ayvalık, gün ağarmaya yüz tutmuş...

Dört bir taraf deniz bir coğrafyada güneşin batışı da başka türlü güzelliklere gebe. Güneş derin maviliklere altın hareler saçarak ufukta kayboluyor. Gökyüzünün ve denizin renkten renge boyandığına, adaların bu pırıltıların arasında dalgalandığına şahit olmak oldukça keyifli. Cennet Tepesi , Şeytan Sofrası ya da sahilin herhangi bir köşesi manzaranın tadını çıkarmak için birebir:)

Ayvalık


Ayvalık denizi, doğası ve mimarisinin yanı sıra kendine özgü mutfak kültürü ile de öne çıkar.  Zeytin ve zeytinyağı bu lezeetli mutfağın can damarı. Deniz börülcesi, deniz fasülyesi, ısırgan otu, arapsaçı, hardal otu...Kazdağları'nın serin havası ve Ayvalık'ın güneşi ile yetişmiş bu türlü türlü otları köylü pazarından edinmek mümkün. Pazar içinde şöyle bir dolaştığınızda bir otların nasıl leziz biçimde pişirileceğini de öğrenebilirsiniz.   

Ayvalık pazarından Sevgi teyze
 Tezgahındaki her ürün kendi üretimi.
      Bronşite iyi gelen ağaç kabukları bile bu tezgahta.
  Güler yüze, hoş sohbete gel vatandaş:)

                                          Köylü pazarında herkesin eli bol, gönlü bol.
                                 Merakla soruşturduğum her şeyi yoğun ısrar sonucu 
                                                   denedim teyzeler sayesinde:)

Ayvalık'a kadar gitmişken yenmeden dönülmemesi gereken yegane şey Ayvalık tostu. Nohut mayasıyla hazırlanan özel ekmeği Ayvalık tostunun lezzet sırrı. Eğer Ayvalık'ta yolunuz tostçular çarşısına düşerse doğru yerdesiniz demektir. Çarşı içinde Mesut Büfe'de mis gibi bir çayla tostunuzu yiyebilirsiniz. 


İşte bu da Mesut Büfe'nin ve bu yazının Ayvalık Tostu:)

Balıksız bir Ege sofrası elbette düşünülemez. Hele Ayvalık ve Cunda gibi balıklara maniler düzülen bir rotaya yolunuz düşmüşse.... Buralarda mevsim uygunsa papalinadan sinarite tazecik balıklar enfes mezeler eşliğinde sofraları süsler. Deniz mücveri, sıcak ot, kabak çiçeği dolması bu Ege lezzetlerinden yalnızca birkaçıdır. Cunda merkezde yer alan Yakamoz Restaurant'ta beğendili ahtapotun tadına varıp; Cunda'da sahile kurulmuş olan Teo's da karides mantıyla kendinizi şımartabilirsiniz. Ayvalık Şehir Kulübü de manzarası balıkları, mezeleri ve şahane manzarasıyla keyifli bir mekan. Ayvalık'ta tatlı deyince akla lor tatlısı  ve sakızlı kurabiye gelir. 1942'den bu yana varlığını sürdüren Güler Tatlıhanesi, lor tatlısı ve sakızlı kurabiye için doğru adres. 


Teo's Restoran'dan muhteşem tatlar.
Karides mantı, sıcak ot ve kremalı-şaraplı mantar.
Favorim karides mantı:) 


Yakamoz Restoran ve Cunda'nın klasikleri:) 
Deniz börülcesi, bakla, enginar, patlıcan, kabak çiçeği dolması.
Beğendili ahtapot faklı tatlara ilgi duyanlara:)

                                                          Güler Tatlıhanesi
                          Lor tatlısı, tahinli kurabiye, sakızlı kurabiye, sakızlı dondurma.
                                    Sakızlı kurabiyeler ciddi bir hayran kitlesine sahip:) 

Ayvalık-Cunda rotasının tadına varmak için Taş Kahve'ye de uğramak icap eder. İçinde uçuşan kırlangıçları, meşhur dibek kahvesi, muhabbeti keyifli amcaları ile Taş Kahve vaktin nasıl geçip gittiğine şaşılacak bir mekan. Romantik ve nostaljik Cunda atmosferini sonuna kadar hissettirecek bir diğer durak Aşıklar Tepesi. Yüzyıllar önce burada bulunan manastırdan geriye bir şapel ve taş değirmen kalmış. Uzun yıllar kaderine terk edilen bu tarihi yapı 2007 yılında Cunda'nın müdavimlerinden Rahmi Koç tarafından restore edilmiş. Günümüde "Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı" olarak araştırmacıları, kafesi ve nefes kesen manzarasıyla da gezginleri ağırlamakta.  

 Cunda sahilinin tarihi Taş Kahve'si...

Taş Kahve Cunda'yla özdeşleşmiş bir yer. 
Herkesin bildiği, sevdiği ama sözlere dökülmeyen...


Aşıklar Tepesi'nin Taş Değirmen'i bir masal mekanı...


Taş Değirmen'in kitaplık bölümü (şapel). 


Koca Aşıklar Tepesi'ne tırmanmanın ödülü...
Taş Değirmen'in Cunda'ya hakim cafe'si. 


Şeytanın Kahvesi / Palabahçe


Sarmaşık güllerine dolanmış tarihi evleriyle Ayvalık sokaklarında yorgunluğunuzu atabileceğiniz bir diğer mekan Şeytan'ın Kahvesi. Palabahçe olarak da bilenen kahvede mevsim uygunsa koruk suyunu deneyebilir ya da sıcak bir çay yudumlayabilirsiniz. 

Antikacılar Çarşısı / Ayvalık

Antikacılar Çarşısı girişi ve Cafe Caramel

 Antikacılar Çarşısı ve Antikacılar Pasajı son dönemde Ayvalık'a yolu düşen koleksiyonerlerin gözdesi. Burada gaz yağı lambalardan, iğne oyalarına, porselen takımlarından, Çanakkale sermiklerine kadar birçok şeyi bulmak mümkün. Antikacılar Çarşısı'nda Cumartesi günleri bir de bit pazarı kuruluyor. Çarşının girişinde bulunan Cafe Caramel hem antikacı hem de pastane olarak düzenlenmiş. Sevimli bir mola ve alışveriş mekanı. 

Antikacılar Pasajı'ndan Antik Anatolia'nın nadide parçalarından.
Kumaşlar, oyalar, elbiseler burası tam bana göreydi:)
"Vintage" tutkunlarına sesleniyorum,
 burada her bütçeye uygun harika elbiseler bulabilirsiniz. 

Antikacılar Çarşısı / Çingene
Çingene'de güncel ama ikinci el dekoratif eşyalar bulmak mümkün.

Ayvalık ve Cunda'nın hediyelik eşya pazarlarını bölgenin simgesi olan değirmenler, deniz kabukları, çeşit çeşit biblolar süslüyor. Yine de alışverişin en önemli bölümünü zeytin ve zeytinyağı ürünleri oluşturuyor. Tarihten ilhamını alan şişeleriyle zeytinyağları raflarda sonsuza uzanıyor. Yeşil ve siyah zeytinler, zeytinyağlı sabunlar ve kremler Ayvalık-Cunda hattının değerli ürünleri. Zeytin ve zeytinyağı ürünleri için Özgün Zeytin ve Zeytinyağı, Cömert Zeytinyağı gibi adreslere uğrayabilirsiniz. 

Ben bu deniz yıldızlarını pek beğendim:)



Ayvalık'ta yaz mevsiminin hükmünü yitirmesiyle beraber ayrı bir coşku başlıyor. Bu coşkunun nedeni, Hipokrat'ın şifalı olarak nitelediği, Nuh Tufanı'ndan bu yana var olduğu kabul edilen zeytinin hasat zamanının kapıya dayanması. Ayvalık'ın bereketli topraklarının yarısından fazlası bu kadim ağaca hayat veriyor. Hasat zamanı el emeği göz nuru bakılan zeytinlikler hummalı bir çalışmaya sahne oluyor. Gün doğumu zeytin ağaçlarıyla başlıyor ve akşamın alacası da yine bu ağaçlarla karşılanıyor. Çalışmak neredeyse bir ritüele dönüşüyor. Ege'nin iç gıcıklayan iyotlu havasına zeytin kokusu karışıyor. Tonlarca zeytin seleleri, sepetleri dolduruyor; önce sofralıklar ayrılıyor, ardından zeytinin karası altın sarısına, zeytinyağına dönüşüyor. Hasat zamanı Ayvalık, emeğin yarattığı şenliğin tadına varılabilecek vakur bir vaha gibi ziyaretçilerini kucaklıyor.  



Bölgede dört mevsim hizmet veren birçok otel ve pansiyon bulunmakta. Bunların hatırı ayılır bir kısmı tarihi dokunun bir parçası olan eski yapıların restore edilmesi sonucu yeniden işlevlendirilmiş. Sızma Han Butik Otel de 1908 yılında zeytinyağı fabrikası olarak açılmış. Bugün Ayvalık panaromasına hakim konumuyla konuklarını ağırlamakta.  Taksiyarhis Pansiyon, adını aldığı tarihi kilisenin hemen bitişiğinde yer alıyor. Yerel mimarinin ilginç örneklerinden olmasının yanında Ayvalık mimarisi ve denizini de içine alan manzarasıyla dikkat çekiyor. 

Sızma Han Butik Otel

Ayvalık manzaralı Taksiyarhis Pansiyon


Cunda Butik Otel Ezer, Cunda merkeze birkaç dakika uzaklıkta. Denize sıfır konumda bulunan otelde odalar adalar ve deniz manzaralı. Ege'nin farklı tatlarını bulabileceğiniz Teo's Restoran da Ezer Otel bünyesinde hizmet veriyor. 

                                                                 Teo's ve Ezer Otel
                     Mevsim uygunsa akşam yemeğinizi bu iskelede bile yiyebilirsiniz...

Ayvalık sakin koyları ve uzun kumsallarıyla deniz severleri de kendine çekiyor. Upuzun ve cıvıl cıvıl kumsalıyla Sarımsaklı Ayvalık'ın en popüler plajı. Sarımsaklı'ya oldukça yakın bir konumda bulunan Badavut Plajı da son yıllarda tatilcilerle dolup taşıyor. Denizin karayla sarmaş dolaş olduğu böylesi bir coğrafyada "Mavi Bayraklı" plajlar da bulunuyor. Ayvalık'la Cunda'yı birbirine bağlayan Lale Adası yakınlarındaki Belediye Plajı bunlardan biri. Yemyeşil bir doğayla çevrili Cunda Ortunç Otel'in plajı da "Mavi Bayraklı" ve denizin ve güneşin tadını çıkarabileceğiniz bir yer.  Eğer Cunda'ya kadar gelmişseniz ve huzurlu bir ortamda güneşin ve doğanın bütün güzelliklerini yaşamak istiyorsanız en doğru noktalardan bir diğeri Ada Camping.  Bakımlı ve sade atmosferiyle Ada Camping gerçek bir dinginlik durağı.

                                                    Ada Camping /Cunda

 Ayvalık'ta birkaç günü böyle geçirdim. Zamana direnen bir mekanda ben de zamana pek aldırmadım. Benim gibi ilk defa yolu Ayvalık'a düşenlere minik bir yol haritası olsun bu yazı. Son olarak Ayvalık'ta en sevdiklerim: Zeytin ve zeytin yağının mucizesi, sokaklar, sokaklar, sokaklar... 
Sırt çantası, fotoğraf makinesi ve küçük bir not defterinden çıkanlar:)


Not: Bu yazının biraz daha kısa versiyonu Borajet Magazine'nin Haziran sayısında yayınlandı. Eğer bazı fotoğraflar ve cümleler tanıdık geldiyse sebebi budur:)

10 yorum:

  1. Ayvalık .. Hele de Cunda.. Çok eskiden gitmiştim çok ama çok beğenmiştim.. İnsanın böyle yerlerde yaşayası geliyor.
    Sizi takibe aldım, bende bloguma beklerim ..
    http://yagmur-serhats.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
  2. Gezi yazılarınız her bakımdan doyurucu. Bilhassa fotoğraflar harika. Teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rabia Hanım her zaman olduğu gibi çok zarifsiniz:) Teşekkürler benden:)

      Sil
  3. İnsanın içi gidiyor efem içi :)) O kadar güzel memleket mi olur yahu :)

    YanıtlaSil
  4. Elinize sağlık! Yine çok güzel kareler yakalamışsınız. Her biri ayrı güzellikte.

    Tekrar teşekkürler!

    YanıtlaSil
  5. O kadar güzel bir tanıtım olmuş ki ne söylesem sönük kalacak şu an.
    Yıllar önce yarım saat kadar mola verip birkaç sokağında dolandığımız Ayvalık'ın bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum açıkçası. Harika fotoğraflarınız ve anlatımınız sayesinde her köşesini büyük bir keyifle gezdim, bilgilendim. Ve en kısa zamanda görme isteğiyle doldum...
    Ellerinize, emeğinize sağlık... Şahaneydi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şımardım resmen:) Çok teşekkür ederim:) Sevgilerimle:))

      Sil
  6. Hollanda'da yasiyorum. Bir kac aydir ayvaliktan bir ev bakiyorum. Nasil geldim sizin sitesinize bilemedim ama okumam gerekiyormus. Hayatta hic bir sey tesaduf degil.. Okudum.. Ellerinize saglik. Bilgilendirniz beni.


    Baris Basar

    YanıtlaSil
  7. Yine her zaman ki gibi çok cici, çok nefis:))

    YanıtlaSil