15 Aralık 2018 Cumartesi

Şimdi Karadeniz Zamanı: Samsun



Bildiğimiz dünyadan çok önce, yerkürenin yüz ölçümü bilinmez, geceleri yalnızca yıldızlar aydınlatırken, zamanın hükmü efsanelere teslim olmuşken başlar Karadeniz’in coşkun kollarında yer alan bu şehrin hikayesi. Derler ki Anadolu’nun efsanevi  kadın savaşçıları bu toprakların bereketinden beslenir, bu bölgede yaşarlarmış. İşte bu sebepten hala “Amazonların Yurdu” olarak anılan, güneşin doğduğu şehir, Samsun...





 Semalarında her mevsim bulutların raks ettiği Samsun, Hititler’den başlayarak nice uygarlığa ev sahipliği yapar. Şehir Antik Çağ’da Miletos kolonisi haline gelir ve uzun yıllar Amisos adını  taşır.  Göz kamaştıran tarihsel yolculuğu 19 Mayıs 1919’da ayrı bir önem kazanır.  “Güneşin doğduğu şehir”, “Atatürk’ün şehri” olmuştur artık.

Doğası, tarihi, milli mücadelede üstlendiği kahramanlığı, sahili, çok kültürlü geçmişin eseri olan mutfağı, kadirşinas insanlarıyla Samsun, son yıllarda doğa tutkunlarının ve gezginlerin Karadeniz’deki vazgeçilmez rotalarından biri haline gelmiş bulunuyor. Ben de bu çok görmüş geçirmiş şehri tanımaya Karadeniz’in dalgalarıyla hafifçe okşadığı kıyı şeridinden başlıyorum. İlk durağım çağlar boyu bir masal gibi kulaktan kulağa anlatılan,bir  dönem bu kıyıları mesken tutan amazonlar adına kurulmuş Amazon Adası.  Burası Amisos Tepesi’nin yamacına kurulmuş, Amazonların yaşadığı evreni günümüze taşıyan büyük bir canlandırmayı içeren yapay bir ada.  Adanın girişinde yer alan devasa Amazon heykeli ile iki tarafına konumlanmış aslan heykelleri, Karadeniz’in devinim halindeki maviliği eşliğinde görkemli bir görüntü yaratıyor.  Dilerseniz aslan heykellerinin içine girip efsane kadınların çağına ilişkin bilgilere ulaşıp, aslanın ağzında şehrin parlak mavi manzarasına dalıp gidebilirsiniz.  Büyük heykellerin ardından  Amazonların köy hayatının yansıtıldığı kısma geçiliyor. Burada  balmumu heykellerle ziyaretçilere gerçekten bir masal dünyası sunuluyor.   Amazon Adası, Batı Park alanının içinde yer alsa da buradan bir kanal vasıtasıyla ayrılmış. Kanalın üzerinde köprülerle zarif bir doku yaratılmış, etrafta balık restoranları , yürüyüş yolları, piknik alanları bulunuyor. Amazon Adası’nın gerçeküstü atmosferinden çok uzaklaşmadan Batı Park’tan teleferikle Amisos Tepesi’ne konuveriyorum. Amisos, şehrin bilinen en eski yerleşim bölgesi, burada yapılan arkeolojik çalışmalarda iki Tümülüs ve mezar odaları tespit edilmiş. Günümüzde panoramik Karadeniz manzarası ve tarihi dokusuyla gezginleri ağırlayan Amisos Tepesi, huzur vadeden  bir açık hava müzesi. 








Amisos’un ruhu aydınlatan havasının tadını çıkarıp, kentin tarihine doğru yolculuk etmek üzere Samsun Kent Müzesi’nin yolunu tutuyorum. Çağdaş müzecilik anlayışıyla biçimlendirilmiş Kent Müzesi kalıcı sergi salonlarında tarımdan, kent hayatına zamanın gölgelerinde kalan bir Samsun’u kronolojik olarak izlemeyi olanaklı kılıyor. Güncel sergi salonlarında süreli sergilere de yer veren müzenin yer aldığı bina da şehrin tarihsel yapılarından biri olma özelliğini taşıyor.  Şehrin yakın tarihine bu denli kapılmışken rotamı Atatürk Parkı’na çeviriyorum.  Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı başlatması onuruna, Avusturyalı heykeltıraş   Heinrich Krippel tarafından yapılan Onur Anıtı parkın içinde yer alıyor.  Ulu Önder Atatürk’ü şaha kalkmış bir at üzerinde savaş alanında betimleyen heykel, Samsun’un sembolü ve gurur kaynağı. Öyle ki heykelin bulunduğu caddeye Krippel’in adı verilmiş.  Milli Mücadele’nin iliklerine kadar işlemiş şehre ayak basmışken Onur Anıtı’na hiç de uzak düşmeyen, Atatürk ve kurmaylarını Samsun’a ulaştıran  Bandırma Vapuru Müzesi’ni ziyaret ediyorum. 






Samsun büyük ve duygulu bir şehir. İnsanı samimi haliyle hiç yabancı hissetirmiyor. Samsun’a karışmak için en doğru adres Çiftlik Caddesi. Ritmi hiç düşmeyen bu caddede alışveriş yapmak, bir kahve eşliğinde dinlenmek mümkün. Diğer taraftan biraz daha nostaljik bir hava solumak için eski tütün fabrikasına doğru gitmek en doğrusu. Şimdilerde alışveriş merkezi olan fabrika, Samsun’un siyah beyaz zamanlarından fırlamış gibi adeta.  Şehrin merkezinden çok uzaklaşmadan Samsun’un dillere destan kumsallarını görmek için Atakum mevkiine gitmek gerek. Deniz havasını içinize çeke çeke şık restoranlarda Karadeniz’i izleyip meşhur Bafra pidesinin her çeşidini deneyebilirsiniz.  Samsun’a özel lezzetler peşindeyseniz Cumhuriyet Meydanı’nda, 1887 yılından bu yana sırrını ele vermeyen Şekerci Faris Tarihi  Bafra Lokumcusu’nda manda kaymaklı lokumu tam  damak tadını bilenlere göre.




Zenginlikleri sayfalara sığmaz bir Karadenizliye gelince insan, Kızılırmak ve Yeşilırmak gibi akarsuların paletinden süzülen yeşili yakından görmek istiyor doğrusu. 352 kuş türü ve tabiatın bütün güzelliğiyle insanı büyülediği Kızılırmak Deltası ve içinde yer alan Galeriç Longozu zamanı unutturan bir tabiat harikası.  Kısa bir zaman için bile olsa Kızıllırmak Deltası’na vakit ayırmak doğanın yaratıcılığına kapılmak paha biçilemez. 





Veda Busesi

Samsun defalarca gittiğim, gitmeye devam edeceğim, sevdiğim insanları barındıran şehir. Suntimes için yazdığım bu yazı şimdilik küçük bir başlangıç olsun...Gelecekte yazını , kışını, yeni yapılmakta olan Arkeoloji Müzesi'ni, ilçelerini , doğasını da yazmak boynumun borcudur...