16 Şubat 2021 Salı

İlmek İlmek İstanbul

 

İlhamını doğadan alan, duygularını matematikle birleştiren dahi ve sanatçı kadınların elinden çıkan benzersiz dokumalar. Masalların en sihirlisi olup, bazı şehirleri daha fazla sihirli kılanlar, halılar…


                    Domenico Ghirlandaio / Madonna ve Çocuk İsa /1483

Göçebe kültürün olanca zorluğuyla başlar halının serüveni. Yaşamı kolaylaştırmak adına atkılar ve çözgüler maharetli kadınların ellerinden halıya dönüşür. Bitkilerden elde edilen kök boyalar dokumaya renk katar. Doğanın koşullarına direnmek için bu kalın dokumalar beşik de olur, heybe de, yatak da.  Zaman değişir, hayat tarzı farklılaşır ama halı asla gözden düşmez. Aksine değerine değer katar.

Kökleri Orta Asya’ya ulaşan halıcılık asıl büyük gelişimini Türkler’in Anadolu’ya göç etmesiyle gösterir. Selçuklular’la birlikte başlayan atılım Osmanlı İmparatorluğu’yla zirveye ulaşır. Batılı tacirlerin İpek Yolu’nu takip ederek geldikleri Anadolu ve İstanbul, Avrupa’nın Türk halılarını ebediyen tanımasını sağlar. Rönesans Avrupası’nda halılar kısa sürede lüksün ve zenginliğin simgesi haline gelir. Ama üstün kaliteli bir halıya sahip olmak varsıl kesimden insanları bile ciddi biçimde zorlar. O kadar ki Rönesans’ın ünlü sanat hamisi ve politik figürü Lorenzo Medici dahi İstanbul’dan ısmarladığı birinci sınıf el dokuması halı yerine daha az iddialı bir halıyla yetinmek zorunda kalır. 14. yüzyıldan itibaren gizemli Doğu’yu görünür kılan halılar usta sanatçıların tablolarında hayat bulur. Gentile Bellini, Carlo Crivelli, Hans Holbein gibi ressamlar bu zenginlik göstergesi dokumaları eserlerinde betimleyen ressamlardan yalnızca birkaçıdır.

                 Carlo Crivelli /St. Emidius ile Müjde / 1486

15. yüzyıldan itibaren hem İpek Yolu’nun son durağı olması hem de payitaht olması nedeniyle İstanbul,halı ticaretinin en gözde merkezi olarak nam salar.  İmparatorluğun dört  bucağından gelen el dokuması halıların her biri geldiği bölgenin desen ve renk geleneğini yansıtır.Stilize hayvan ve bitki motifleri, hayat ağacı, hat ve geometrik düzenlemeler sonsuza uzanan bir semboller dünyasında dokuyucunun duygularıyla birleşir ve tezgaha dökülür. İmparatorluğun sınırları genişledikçe halının süsleme programına da yeni biçimler eklenir. Saray en önemli alıcı olduğundan İstanbul’da da halı atölyeleri kurulur.  Halı bedestenleri o kadar cezbedici bir hal alır ki İstanbul’a yolu düşen her seyyahın anlatısında Türk halılarının eşsizliğine rastlamak olasıdır.

Günümüzde İstanbul heyecan verici geçmişi ve iki kıtayı birleştiren konumuyla hala Doğu’ya açılan bir kapı gibi algılanmaya devam ediyor. Kültürlerin ve çağların kesişme noktasındaki şehir kültürel genlerine sonuna kadar bağlı. Bütün zamanları ustaca birleştiren şehir İstanbul hala bütün dünya için egzotik Doğu’nun simgesi olan halıların merkezi olma özelliğini koruyor. İstanbul hem çağdaş olanakların kullanılarak üretildiği hem de geleneksel yöntemlerin uygulanarak yapıldığı halıları sunan bir rota.  Dünyanın en eski kapalı çarşılarından biri olan Kapalı Çarşı halı tutkunlarının keyifli duraklarından biri. Kemerli sokaklar içinde dolaşırken dükkanların önüne asılmış halılar, esnafın davetkar tavrı, vitrinlerden taşan el emeği desenlerin gönül çelen uyumuyla Kapalı Çarşı halıcılık konusunda yüzlerce yıllık bir ticaret geleneğini hala yaşatıyor.



Kapalı Çarşı’nın yüzlerce yıllık atmosferinde kıvrık dalların, naturalist karanfillerin, hançeri yaprakların arzı endam ettiği el dokuması halıların arasından geçerek Dhoku Halı’ya varıyorum.  Kapalı Çarşı’nın en eski halıcılarından biri olan Dhoku’dan ömrünü halıcılıkla geçirmiş Cem Ayan’la çağdaş çizgilerin el dokumasıyla birleştiği halıların arasında görüşüyoruz. Duvara asılmış bazı halılarda 60’ların nostaljik havası seziliyor. Az sonra bu halıların el dokuması olarak Ege’de Dhoku’ya ait tezgahlarda üretildiğini öğreniyorum. El dokumasının yeni nesil desenlerle ortaya çıkardığı uyumdan gözümü alamıyorum. “Geçmişte halı trendi yoktu. Otantik, yöresel halılar vardı. Her yöre kendi tekniğinde ve kendi alıştığı dokuma tarzından yola çıkarak üretim yapıyordu,  dünyanın küreselleşmesiyle halı da tasarlanabilir bir ürün haline geldi. Bundan sonra halı üretiminde kısa vadeli olmamakla birlikte belli trendler üzerine yönelim olacaktır,”  diyor Cem Bey. Dokuma halının korunması konusundaysa aslında hepimizin aşina olduğu yöntemleri işaret ediyor: “Tozlanmasını engellemek için süpürmek gerekir ama en iyi yöntem silkelemek. Eskiden halı dövecekleriyle halı dövülürdü bu da vazgeçilmemesi gereken bir yöntem”.   Diğer yandan halıların hasarlanması veya ciddi olarak lekelenmesi durumunda da en doğru şeyin profesyonel yardım almak olduğunu belirtiyor. Dhoku’nun sökülmüş, yıpranmış, çürümek üzere olan halılar için de bir birimi var. Hasarlı halınızı Dhoku’nun bakım atölyesine getirmeniz durumunda işin uzmanlarının halıya müdahale etmesini sağlamak mümkün.  


Kapalı Çarşı’nın zaman kavramını unutturan ortamından çıkıp İstanbul’un tarihi yolculuklarının olmazsa olmazı Sultanahmet’e doğru yürüyorum. Sultanahmet İstanbul’da halı tutkunlarının da vazgeçilmez adreslerinden biri.  Nice imparatorlar görmüş Hipodrom kalıntılarının hemen karşısında bulunan Nakkaş’a yöneliyorum.  Kapıdan girer girmez bambaşka bir yerde olduğunuzu anlıyorsunuz. Nakkaş’ta otuz yedi yıldır halı sektöründe olan Mesut İnceoğlu beni karşılıyor. Adıyaman’dan Kütahya’ya, Uşak’tan Diyarbakır’a Türkiye’nin dört bir tarafındaki tezgahlarda dokunmuş halılar bir bir önüme seriliyor. Zarif yapısıyla ipek halılar, yün halılar, duvar halıları, eski ve yeniyi tam kıvamında buluşturan son dönemin popüler ürünleri pathcwork’ler, Anadolu’ dan itinayla toplanmış kilimlerle renkler ve desenlerden örülü bir dünyanın içine giriyorum. Avrupa’dan ve Amerika’dan halı düşkünlerinin İstanbul’daki ilk adreslerinden biri burası. Mesut İnceoğlu el halılarının bir eşi daha olmamasının üzerinde duruyor ve ekliyor “ Yabancı konuklar İstanbul’a gelip böyle bir alışveriş yaparken arkasında hikayesi olan, belirli bir anlam taşıyan halı ve desenleri tercih ediyorlar. Bu ülkenin kültürünün bir parçasına sahip olmak istiyorlar. Halıyı uzun vadeli bir yatırım gibi değerlendirip, yeni kuşaklara anı olarak bırakmayı hayal ediyorlar.” .Geleneksel dokuma ve boyama yöntemlerinin aktif biçimde kullanıldığı Nakkaş halılarının klasik Türk halılarının motif geleneğini sürdürmesi dikkat çekici. Ama bu daha çok bu motiflerin yeniden yorumlanması ve farklı tarzlarda birleştirilmesi üzerine ilerliyor. Nakkaş’ta halı tamiri çok değer verilen bir süreç. İyi bir tamirin halının değerine değer katacağına inanıyorlar ve kendi atölyelerinde bunu sağlamak için çalışıyorlar.  


İpek Yolu tarih içindeki önemini çoktan yitirmiş olsa da İstanbul hala bu yolun baş döndüren son durağı olarak zihinlerdeki sarsılmazlığını koruyor. Anadolu’nun usta ellerinden çıkan benzersiz halılar bir eşi daha olmayan İstanbul’dan dünyanın dört bir tarafına yayılıyor.  Halının ve İstanbul’un masalı daha yüzlerce yıl birbirini tamamlayacak gibi görünüyor…



*Türk Hava Yolları'nın uçak içi yayımı,  Skylife Magazine'in Şubat 2017 sayısı için kaleme aldığım halı ve İstanbul temalı yazı. 


3 yorum:

  1. Bu güzel tarih kokan bilgilendirme yazınıza teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  2. Çiçek Pasajı'nda otururken orada siz olsanız, anlatsanız... Ben de dinlesem...

    YanıtlaSil