3 Ağustos 2023 Perşembe

"Yeni Bir Dünyayı Hayal Edenler" Kalyon Kültür'de!

 İstanbul'un orta yerinde, Neogotik bir konakta, 23 bağımsız sanatçı ve 50 eser ile "Yeni Bir Dünyayı Hayal Edenler" e katılmaya ne dersiniz? Küratörlüğünü bizzat şahsımın üstlendiği sergide daha yaşanılabilir bir dünyayı tahayyül edip, heyecanımıza ortak olmak için 15 Ekim 2023 son tarih! Fakat siz o kadar da beklemeyin, gelin hep birlikte tarihi Taş Konak'ın 19. yüzyıla ışınlayan atmosferinde ileri dönüşüm malzemelerden sanatın geleneksel tekniklerine uzanan bir seçkide buluşalım. İyilik İçin Sanat Derneği ve Kalyon Kültür işbirliği ile gerçekleşen sergide yer alan sanatçılar ise şöyle sıralanıyor: Alla Güner,  Artağan Pektaş, Asiye Yüce, Cengiz Üstün, Dilan Kapar, Elvan A. Güven, Gonca Göde, Gülçin K. Nevruz, Gülin Meşe, Hicran Aksöz, İpek Erfidam, Kerem Topuz, Melek Kaya, Nida Nur Erdoğan, Pelin Pekercan, Pınar Bora, Rabia Yıldırım, Seher Bedia Yılmaz, Şimal Bilgiç, Tolga Turan, Uygar Eren Kurt, Zeynep Yazıcı.



İklim değişikliği, pandemi, deprem, göç gibi geniş kitleleri etkileyen mefhumların kişisel belleklerdeki kesişimine odaklanan sergi üç serili  bir döngüde  sunuluyor. Tüketim, Yaban Hayatı, Yolculuk gibi alt başlıklardan meydana gelen Yeni Bir Dünyayı Hayal Edenler’de  gündelik hayatın tanıdık tasavvurları farklı malzeme ve tekniklerle görselleştiriliyor. Pentür, heykel, seramik gibi sanatın geleneksel temsillerinin yanında kolaj, video, dijital sanat, ileri dönüşüm uygulamalarıyla da disiplinler arası bir aktarımla sanatçılar arayışlarını sadece anlatım diliyle değil, tekniğin imkanlarıyla da çok katmanlı bir sorgulama alanı haline getiriyor. 

İstanbul bütün zamanlar boyunca farklı frekansların aynı notada buluştuğu eşsiz bir senfoni. Her sokağın ayrı melodisi, her pencerenin bir sol anahtarı var. Kıtalar arası vapur seyahati, dünyanın en eski ikinci metro hattı, Süleymaniye'nin güvercinleri, Justinianus'a dünyaya meydan okutan Ayasofya'sı, şairleri, saltanatları, sarayları ile  düş gibi bir şehirdeyiz. Kıymetini bilmesek de bizi bağrına basmaya, hala sürprizler sunmaya devam ediyor. Bu sürprizlerden bir yenisini yaşamak isteyenleri Nişantaşı'nda bulunan Taş Konak/ Kalyon Kültür'e davet ediyorum. 19. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenen, II. Abdülhamit döneminde inşa edilen tarihi Taş Konak'ın dışı Gotik ve Barok; iç mekanı Barok ve Rokoko üsluplarıyla şekillendirilmiş bir mücevher kutusu. Evin ilk sakinlerinden şair  İhsan Raif Hanım'ın trajik yaşamı, caz üstadı Arif Mardin'in burada dünyaya gelmesi binanın sanatsal DNA'sının köklerini oluşturuyor. İçinde bulunduğumuz bugünlerde bu tarihi konak Kalyon Kültür Merkezi olarak İstanbul'un sanat gündeminin önemli bir parçası konumunda. Kar amacı gütmeyen kurumda sergiler ve bütün etkinlikler ücretsiz. 



Yeni Bir Dünyayı Hayal Edenler (Küratör Metni) 

Tarihsel bağlamda kentsel gelişimin özne ile yarattığı diyalog bir gerilim ekseni dahilinde gelişir. Sanayi Devrimi’nden sonra bu daha gözle görülür, neredeyse somut bir olgu haline gelmiş ve 20. yüzyılda ortaya atılmış birçok kuram, ideoloji ve manifesto bahsi geçen diyaloğun üzerinde yükselmiştir. Sanayileşen bölgelerde artan iş gücü talebi kısa sürede geniş kitlelerin yer değiştirmesiyle sonuçlanmış ve göçle ortaya çıkan yeni bir terminoloji doğmuştur. Üretim süreçlerindeki teknolojik gelişimin yanında dijital teknolojiler ve biyoteknolojik atılım öznenin mekanla ilişkisini anbean güncelleyen yeni bir tüketim algısı yaratmıştır. Yeni Bir Dünyayı Hayal Edenler’ i bütünleyen üç seriden biri olan tüketim yaşanılan çevreden fragmanları içeriyor. Tüketimin beraberinde getirdiği yalnızlık, melankoli, yabancılaşma, bireysellik ve aidiyet gibi alt metinler, çalışmalarda bazen metaforik, bazen de doğrudan okumalarla tanıdık ve tekinsiz bir anlatıya dönüşüyor. Bilinen bütün zamanlar boyunca insan yaşamında mekânsal, düşünsel, sanatsal ve sembolik bir paradigma yaratan mağara; olağan bir eylem olmasına karşın içsel bir yolculuğa dönüşme ihtimaline içkin yürüme; kişisel takvimimizin haritası olan yüzler; evrensel ve kimliksiz bir imge olarak ceket bu anlatının görsel sözlüğünü oluşturuyor.

Yeni Bir Dünyayı Hayal Edenler, gezegenin dengelerinin bozulması ve kaynaklarının heba edilmesine karşı insanın arayışlarını inceliyor. Burada organik ve katışıksız olana yönelim yine ağırlıklı olarak kent imgesi aracılığıyla görünür hale geliyor. Çünkü kent olgusu kendisine içkin bir düalite barındırıyor. Her şeyden önce kentler dünyada, iklim krizinin, ileri dönüşümün tartışıldığı, çözümün arayışının merkezi. Diğer taraftan da gezegene ilişkin bütün sorunların  kaynağı ve varlığını korumaya devam eden bir tehdit olarak yükselmeye devam ediyor. Uzay araştırmaları, farklı canlı türleri üzerine incelemeler, tıbbi stratejiler, gezegenler arası yolculuk gibi bilimle özdeşleştirdiğimiz konuların genel eğilimde kent üzerinden okunduğu gerçeğiyle karşılaşıyoruz. İleri dönüşüm ve bu bağlamda gerçekleşen “Yolculuk” insanın bitmek tükenmez keşif tutkusunu ve yitirmediği umudunun bir tezahürü olarak vücut buluyor. Dünyanın herhangi bir yeri ve anındaki zamansız, bozulmamış formlara yönelik bir arayışın oluşturduğu temsiller kilin suyla buluşması; kağıdın yeniden kullanılması; camın kırılganlığı, ateşin ve küfün dönüştüren gücünde yaşamın sürekliliğini anımsatıyor.

Arkeolojik veriler dünyanın oluşumundan bu yana birçok canlı türünün yok olduğunu açık biçimde gösterir. İklim değişikliği, yer kabuğunun faaliyetleri bu açıdan belirleyici olmuştur. İnsanın bütün zamanlar boyunca doğaya yaptığı her türlü müdahale bir başka etkili faktör olarak karşımızda durur. Son dönemde yapılan çalışmalar genellikle modern dönem öncesi göz ardı edilse de insanın ateşin icadından bu yana gezegenin tahribatında önemli bir pozisyonda olduğu savını güçlendirir. Yine de son yüzyılda sanayi devrimiyle ortaya çıkan doğal kaynakların tüketimi tahribatı birçok alanda geri dönülemez bir aşamaya getirmiştir. İşte bütün bu süreçte ortaya çıkan bir diğer gerçeklik insanın son yüzyılda yaban hayatının detaylarına duyduğu merakın artması ve vahşi yaşamı bir tehdit olarak görmeyi bırakması şeklinde karşımıza çıkar. Üstelik bilimsel ve teknolojik varoluşuyla standartlarını savunan insan yaban hayatını belgesellerin ötesine taşımak yerinde deneyimlemek için de son derece tutkulu bir tavır sergiler. Eylemleriyle doğal yaşamı ve doğal yaşam alanlarını değiştiren insan “yeniden vahşileştirme” idealini yansıtacak çalışmaları da Avrupa’nın farklı noktalarında hayata geçirmiş durumda. Serginin bütününe eklemlenen “Yaban Hayatı” ile doğanın yeniden restorasyonuyla doğrudan bir bağ kuruyor. Sanatçılar kent yaşamında öznenin konfor alanını yaban hayatından imgelerle yeniden kurguluyor.

Öte yandan İstanbul için kentleşmenin yeni bir aşamaya geçtiği 19. yüzyılda şehrin belleğine eklenmiş Taş Konak klasik çizgileriyle,  sanatın farklı temsil biçimlerinin birlikteliğini sunan Yeni Bir Dünyayı Hayal Edenler’le tezat oluşturuyor gibi görünüyor olabilir. Fakat tam da bu gerekçelerle gezegenin son yüzyılına tanıklık ettiğinden ve hala nefes almayı sürdürdüğünden  bu hikayenin en önemli kahramanı.

Veda Busesi

19. asrın bütün zarafetini ve değişim diyalektiğini yansıtan Taş Konak'ta 23 sanatçının belleğindeki yaşanabilir dünyaya açılmak için içinde bulunduğumuz bu güzel yaz günlerini kaçırmayın. Kalyon Kültür pazartesi hariç haftanın altı günü,  11:00-19:00 saatleri arasında misafirlerini ağırlıyor. Rehberli turlara her zaman katılabilirsiniz. Adres: Rumeli Caddesi, No:8 Taş Konak, Nişantaşı/ Şişli/ İstanbul. 

















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder