19 Şubat 2025 Çarşamba

Kar Dünyanın Sesini Kısabilir Mi?

Gotik penceremden bakınca, bu defa kar dünyanın sesini kısmaya hazırlanıyor diye düşündüm. Uzun zaman önce bilimsel olarak karın ortamdaki sesi yutabildiğine ilişkin bir makale okumuştum. Zihnimde bu konuyla alakalı kalan birkaç bilgi kırıntısıyla ahkam kesecek değilim. Fakat ofisimin baktığı caddede kar, Nişantaşı ahalisine öyle güç anlar yaşatıyor ki duruma kayıtsız da kalamıyorum. Böylece bildiğim bir konudan konuya dahil olmaya karar verdim. Hadi gelin sanat tarihinden minik bir kar seçkisi yapalım. Resim çözümlemeden, ressamların karla olan ilişkisine bir pencere açalım. Ara ara kendimizi kaybedip, biraz bilgi örüntüsü içinde kaybolabiliriz yani ona garanti vermiyorum. Onu baştan söyleyeyim. 


İlk olarak Pieter Brueghel 'in 1565'te yaptığı "Karda Avcılar" tablosuna bakıyoruz.  Ön planda başarısız bir av günü geçiren yorgun avcılar görülüyor. Fakat malum Brueghel ayrıntıda gizlidir.  Arka planda günlük işler yapan köylüler ve buz pateni yapan çocuklar var. Buz pateni Flaman'da bir yerden bir yere gitmek üzere sıkça yapılıyor. Hollanda Altın Çağı sayısız buz pateni resmiyle dolu. İnsanın inanası gelmiyor fakat mecburiyet size buz pateni öğretebilir mi? Pekala öğretir.
Muhteşem peyzajın içinde insanların yaşamından bir kesiti seyrediyoruz. 


Sırada Alman Romantikleri deyince aklınıza gelmesi gereken ilk isim olan  David Friedrich yer alıyor. Lutherci tavır bizi detaylara davet ediyor. Karın şiirselliğinin içinde yaralı bir adam var. Yaralı figür doğaya karşılık neredeyse bir hiç olarak resmedilmiş. Koltuk değnekleri kara saplanmış ve yazgısına hazır. Önünde yer aldığı köknar ağacı kışa dayanıklı ve çarmıha gerilmiş İsa'ya siper olur. Fonda  Gotik bir katedral inanca boyun eğen bu adamın kaderini işaret eder. 
Kar her şeyi kaplamış ve gücünü göstermiştir. Yücelik doğanın kendisidir. Alman idealizmi de bir yerden gelmeliydi değil mi? 


Kar Altında Kömür Çuvalları Taşıyan Kadınlar, Vincent van Gogh 'un imzasını taşıyor. Sanatçının Drenthe 'de geçirdiği zamanın izlerini taşıyor çalışma. İşçi sınıfının zorlu koşullarını gerçekçi bir bakışla ele almış. Depresyonunun arttığı , paletinin karamsarlaştığı bir dönem.  Sanatçının trajik bakış açısının yanında çıplak gerçeğin trajedisi de resimden sızan bir duygu.



Edvard  Munch'ın resimleri her zaman duyguları terörize etmiyor gördüğünüz gibi. İki figür Karda yürüyüşe çıkmış. Ortamda rahatsız edici bir gerginlik seziliyor. Biraz tekinsiz bir kış günü ne dersiniz?  Parlak renkler melankolik havayı azaltmıyor. Aksine karın beyazlığı ile kontrast oluşturup yalnızlığı pekiştiriyor. Çelişkilerle yüklü bir resim. Bu arada siz Much'ın mental sıkıntılarını inatla genetik faktörlere bağlayanlara kulak asmayın. Kendisinin psikolojik sorunları alkol bağımlılığının bir sonucuydu. 


Ruslar olmadan kar seçkisi yapan taş olur. Ivan Shiskin Rusların gurur duyduğu bir sanatçı. Aslen Tatar, Rusya uzaya hakim olmaya çalışırken 1978 yılında  keşfedilen küçük bir gezegene onun adını verir. Bunları niye söylüyorum, şairin dediği gibi "Körler görmese de yıldızlar vardır." Karlı Rus ormanının ihtişamı Shiskin'i yıldız yapmıyor mu sizce de? Sonuçta çılgın kalabalık bilmese de Shiskin sanat tarihinde bir galaksidir. 



Not: Bahsi geçen şair Nazım Hikmet




1 yorum: