O Hollywood’da tüm zamanların en güzel kadınları listesinde hep üst sıralarda yer aldı. Birçok filmde oynadıysa da herkesin aklında 1949 yapımı Samson ve Delilah’daki fettan kadın olarak hatırlandı. Mutluluk peşinde koşarken 6 defa evlendi. Zamanın izlerini silmek uğruna defalarca estetik operasyon geçirdi. Ve güzel kadın imajına hiç uymayan bir şey yaptı: GSM,Wi-Fi ve GPS teknolojisini icat etti! O Hedy Lamarr…
Hedy Lamarr |
Hedy 9 Kasım 1914 tarihinde Viyana’da doğmuştu. Annesi
piyanist babası ise bankerdi. Kültürlü ve varlıklı bir ailenin kızıydı. Yahudi
bir aileden geliyordu ve bu bütün hayatını önemli ölçüde etkileyecek önemli bir
ayrıntıydı. Sinema ve ünlü olma fikri erken yaşlarda içine işlemişti. 15 yaşına
geldiğinde Viyana’daki kısıtlı film sektöründe figüranlık yapmaya başlamıştı.
Ancak öylesine güzeldi ki bu minicik roller kısa sürede tanınmasına engel
olamadı. 16 yaşına geldiğinde Viyana ona dar gelmeye başladı ve Avrupa film
endüstrisinin kalbi olan Berlin’e geldi. Ama Almanya kaynıyordu. Ekonomik
buhranın sorumlusu olarak Yahudiler görülüyor; Nazi partisi giderek
güçleniyordu. Her şeye rağmen sinemacılar çalışmalarına devam ediyordu. Hedy 1932’de
Ecstasy adlı filmde Eva rolünü canlandırdı. Bu sıradan bir rol değildi. Sinema
perdesi ilk kez bir çıplak görüyordu. Bu yetmezmiş gibi bir de orgazm sahnesi
bulunuyordu. Film bir anda skandala dönüştü. Almanya ve Amerika’da gösterimi yasaklandı.
Basın için bulunmaz bir malzemeydi; Ecstasy ve Hedy gündemin ilk sırasına
yerleşmişti. Tüm bunlar olurken bir haber de Vatikan’dan geldi. Papa filmi
aforoz etmişti!
Hedy bir anda popüler oldu…Artık beklediği atılımı yapmaya
hazırdı. Aşk tam bu sırada kapısını çaldı. Friedrich Mandl, Ecstasy’de gördüğü
genç kızın izini sürmüş ve kalbine girmeyi başarmıştı. Hedy’den 13 yaş büyük
olan Mandl, Yahudi bir babanın Katolik oğluydu. Zengin bir silah tüccarıydı.
Müthiş bir zenginlik içinde Avusturya’da yaşamaya başladılar. Artık Hedy için
sinema yoktu. Eşiyle katıldığı davetler ve eşinin fabrikası dışında evden
çıkması kesinlikle yasaktı. Verdikleri davetlere dönemin neredeyse bütün bildik
simaları katılıyordu. Freud, Mussolini ve hatta Hitler’le aynı sofralarda yemek
yiyorlardı. Hedy bu duruma katlanamıyordu. Kocası faşist rejimlere silah satan
bir katildi. En azından artık Hedy için kesinlikle öyleydi. Birkaç kez evden
kaçmayı denedi. Her seferinde daha sert güvenlik tedbirleri alındı. Malikane
bir kaleye döndü derken hizmetçi kılığına girip, yanına bir bavul dolusu
mücevheri de alarak Mandl’den kaçmayı başardı. Londra’da Metro Goldwyn Mayer’in
ortaklarından biriyle tanışma fırsatı buldu. MGM Hollywood demekti. 1938
yazında ilk Hollywood filminde oynamış bulunuyordu: Cezayir. Film oldukça
beğenildi. Hollywood, Hedy Lamarr’ı sevmişti.
Cezayir filminin afişi / 1938 |
Sonunda hayalleri gerçek olmuştu fakat Hedy berbat bir
haldeydi. Avrupa yanıyordu. Naziler Avusturya ile kanlı bir ortaklığa girmişti.
Ailesi diğer bütün Yahudiler gibi vatan haini kabul ediliyordu. 9 Kasım 1938*
olaylarıyla beraber Hedy yıkıldı. Böylesi bir zalimliğe bütün dünyanın sessiz
kalmasına içerliyordu. Bu karmaşık ruh haliyle çapkın bir senaristle evlendi.
Çift bir erkek çocuk evlat edindi ama evlilik yürümedi.
Alman orduları Avrupa’yı birbirine katarak ilerleyişini
sürdürürken Amerikan başkanı F.D.Roosevelt de kara kara düşünüyordu. Ancak
Japonların Pearl Harbor hamlesiyle Roosevelt’te düşünmeyi bırakıp savaşa
girivermişti. Büyük Buhran’dan itibaren bir türlü toparlanamayan ekonomi için
savaşın giderlerini karşılamanın çeşitli yolları bulunuyordu. Bunlardan biri
hükümetin savaş tahvillerini satışa çıkarmasıydı. Birçok Hollywood yıldızı gibi
Hedy de tahvil satmak için gönüllü oldu. Ülkeyi neredeyse baştan başa dolaştı.
Görevini tamamladığında muhtemelen ulaştığı rakam bir rekordu. Hedy kendi
başına 25 milyon dolarlık savaş tahvili satmayı başarmıştı.
1940'lar savaş gönüllüsü Hedy Lamarr
Bu arada Avrupalı müttefiklere yardım
ulaştırmak Amerika için en büyük problem olmaya devam ediyordu. Çünkü
Alman denizaltıları Amerika ile Britanya arasındaki suları tekelinde tutuyordu.
Yardım götüren binlerce gemi yaşlı kıtayı ufukta bile göremeden yok ediliyordu.
Churchill bile Alman denizaltı saldırılarının dehşetinden yakınıyordu. Savaş
boyunca bu saldırılarda 80 bine yakın insan ve 15 bin tona yakın malzemenin bu
şekilde telef edildiği düşünülürse Churchill dehşete kapılmakta son derece
haklıydı. Sorun yeni bir teknolojiydi Almanlar tarafından hedefi
değiştirilemeyecek torpidolar üretilmesi gerekiyordu. Dönemin teknolojisiyle
tek bir radyo frekansıyla yönlendirilen torpidolar hedefe ulaşamadan düşman
tarafından frekansı tespit edilerek imha ediliyordu. Hedy setlerden arta kalan zamanını bunu
düşünerek geçiriyordu.
Silah fabrikasında mühendislerle
geçirdiği sıkıcı günlerde öğrendiği teknik bilgiler ve el altından silah almaya
gelen kötü adamlarla yenilen sinir bozucu yemekler işe yaramıştı. Ayrıntılara
önem vermesi ve mükemmel hafızası da devreye girince çözümü buldu. Ancak bunu
belli bir sistem haline getirmek için yardıma ihtiyacı vardı. Aradığı
yardımcıyı bir piyano dinletisinde keşfetti. Çağdaşları arasında yenilikçi
tarzıyla dikkat çeken besteci ve piyanist George Antheil aradığı adamdı.
Otomatik piyanoların işleyişinden yola çıkan Hedy ve George ‘frekans atlamalı
yayılı spektrum’ tekniğini yaratmayı başardı. Teknik torpidoyu kontrol eden telsize
ait frekansların devamlı olarak değişmesine imkan vermekteydi. Sistem aynı
zamanda düşmanın telefonları dinlemesini de önleyecekti. Bu Almanya’nın en
azından denizlerdeki hakimiyetini sona erdirmek demekti.
Hedy Lamarr Amerikalı besteci, piyanist ve mucit George Antheil 1941 |
İkili heyecanla yetkililere başvurdu Savaşın seyrine etki
edecek büyük bir keşif yapmışlardı. Ne var ki bir piyanist ve bir aktrisin
böyle hayati bir buluş yaptığına kimse ihtimal vermiyordu. Neredeyse alaya alınarak
reddedildiler. Bu buluştan geriye US2292387 numaralı patent kaldı.
Amerika’nın bu sistemi kullanması için 1962 sonbaharındaki
Küba Füze Krizi’nin ortaya çıkması gerekecekti. Bu tarihte çoktan şöhretini
yitirmiş Hedy’nin şiddetle paraya gereksinimi vardı. Resmi kayırlara göre
patentin süresi 1957’de dolmuştu. Hükümet Hedy’e tek kuruş dahi ödemedi. George
Antheil ise buluşunun kullanıldığına bile şahit olamayacaktı. Zira 1959’da
kalp krizi neticesinde hayatını kaybetmişti.
İlerleyen yıllarda Hedy ile Antheil’ın buluşlarının savaş
sanayi dışında kullanılması da söz konusu olur. Yapılan çalışmalar sonunda cep
telefonu, Wi-Fi ve GPS gibi çağımıza yön veren teknolojiler Hedy ve Antheil’ın
icadı sayesinde geliştirilir. Hedy II. Dünya Savaşı’nda Yahudilerin kaderini
değiştiremese de dünya tarihine iletişimde devrim yaratan icatların mucidi olarak
adını yazdırır.
Hollywood’da gözden düştükten sonra zor günler geçiren Hedy hayatı
boyunca altı defa evlenir. Biri evlatlık olmak üzere toplam üç çocuğuyla
çalkantılı bir ilişkisi olur. Güzelliğini korumak uğruna yattığı ameliyat
masalarından hep hayal kırıklığıyla kalkar. Öyle parasız zamanlar geçirir ki
hırsızlık nedeniyle mahkemeye bile düşer. Doksanlı yılların sonunda nasıl
olduysa Kanada kökenli bir Wi-Fi şirketi kendisiyle bağlantıya geçer ve patent
hakkı için kendisine hatırı sayılır bir ücret ödenir. Bu sayede hayatının son
birkaç yılını zengin bir kadın olarak sürecektir. Ne çare ki dehasından kazandığı
servet çok geç gelmiştir. Hedy çocuklarına bıraktığı hatırı sayılır mirasla
2000 yılında yaşama veda eder. Ölümünün ardından atılan manşetler Hedy’nin
hayat boyu görmediği türdendir. Dehası anlaşılmış lakin Hedy görememiştir…
* Kırık Camların Gecesi ya da Kristal Gece
adıyla bilinen olaylar: 9 Kasım 1938 gecesi Berlin’de Yahudilere ait evler ve
sinagoglar yakıldı. 7 binden fazla iş yeri yağmalandı. 30 bin erkek toplama
kamplarına gönderildi.
Not: Hedy Lamarr’ın hayatı ile ilgili birçok kitap mevcut. Richard
Rhodes’un “Hedy’s Folly: The Life and Breaktrough” ile Ruth Barton’ın “ Hedy
Lamarr: The Most Beautiful Woman in Film” gibi kitapları daha yakın tarihli ve
ulaşılabilir durumda. Özellikle Ruth Barton’ın kitabını bulursanız almamazlık
etmeyin:) Kitap okumak istemeyenlere de BBC’nin hazırladığı “Extraordinary
Woman” serisinin Hedy Lamarr bölümünü öneriyorum.
Müthiş bir yaşam öyküsü, müthiş bir kadın. Belgesel tadında okudum, fotoğraflarına hayranlıkla baktım. Hayatı ile ilgili kitaplardan en az birini okumak isterdim.
YanıtlaSilBegonvilli Ev bu ne güzel bir yorum:) Çok teşekkür ederim. Ben de hayranım kendisine o nedenle paylaşmak istedim:)
SilKadıncağız istese bilim kadını da olabilirmiş demek ki. Çok farklı bir hayat hikayesi, güzel bir paylaşım.
YanıtlaSilYaşarken hak ettiğini alabilen insana da ne mutlu. Çünkü çok azlar:(
Biyografi sever insan:) Sezercim:) Güzellik de dürtüklemiş...Bu kadar güzel ve ünlü olunca güzelliğe ebediyen sahip olma duygusu sanıyorum hep oluyor. İşte o patent dairesinde sağ duyulu bir insan olsa belki her şey bambaşka olacak...Alçak adamlar::))
SilAçık ara okuduğum en güzel yaşam öyküsü. Gözümde canlandı okurken çok başarılı bir post.
YanıtlaSilGüzel sözlere teşekkür ederim:)
Silntv de belgeselini izlemiştim:) paylaşım için teşekkürler.
YanıtlaSilEvet NTV'de Olağanüstü Kadınlar adıyla da yayınlandı. Serinin tamamı çok güzeldi. Teşekkür ederim:)
SilResimlere bakarken içim açıldı. Nefis bir güzellik. Keşke hayatıda kendisi gibi olsaymış. Çok beğendim bu blogu:)
YanıtlaSil'Güzel kadınların kafası çalışmaz. ' önyargısına kurban edilmiş...Acı olmuş.Yine de dünya ona müteşekkir.
YanıtlaSilÖyle veya böyle uygarlık tarihini biçimlendiren en önemli etmenlerden biri 'ön yargı'...:( Çok teşekkür ederim :)
Silmantıklı
YanıtlaSiluygarlık tarihi dersinde ödevimde kullanmayı düşünüyorum birey ve toplum ilişkisini üzerinde anlatabileceğim çok farklı bir hayat elinize sağlık :)
YanıtlaSilYazınızı mayıs yagmuru toplulugunda gördüm. Bi göz atayım diye başlamıştım birden bitti. Çok farklı bir hayat hikayesini çok güzel anlatmışsınız. Etkilendim. Şimdi zamanım yok ama ilk fırsatta blogunuzda gezinti yaparım :)
YanıtlaSilRahmetli dayım eski film aktristlerinden konu açıldığında Hady Lamarr'ın filmlerinden ve güzelliğinden mutlaka hayranlıkla bahsederdi. Müthiş bir hayat hikayesi. Bu vesileyle dayımı anmış oldum. Teşekkür ederim.
YanıtlaSilMükemmel bir kadının muhteşem hayat hikayesi..Gerçekten çok etkileyici. Emeğinize sağlık.
YanıtlaSilMükemmel bir kadının muhteşem hayat hikayesi..Gerçekten çok etkileyici. Emeğinize sağlık.
YanıtlaSil