Duyduk duymadık demeyin; Eskişehir Odunpazarı Müzesi'ne gitmek için ne zamandır bahane arayanlar size sesleniyorum! O bahane müzede bu ay sonunda bitecek olan Maziye Bakma Mevzu Derin'le birlikte ayağınıza geldi. Serginin odağında, Sanayi Devrimi'nden bu yana daha elle tutulur biçimde gündemde olan ve son yıllarda çağdaş sanat okumalarında sıkça rastladığınız kimlik, bireye yüklenen toplumsal roller, öteki, aidiyet gibi tanıdık ama tanıdık olduğu için hep güncel kalan bir "mevzu" yer alıyor.
Kimliğin tasarımı ve inşası üzerine medyanın rolü, özellikle kolektif hafızanın bir parçası olarak bireyin kendini konumlandırması etrafında ortaya çıkan işler, yerleşik kabuller haline ilişkiler sistemine yakın bakış sunarken, bunu yakın geçmişten bildik imgeler bağlamında yapıyor. Sanatçıların popüler imgeleri temellük etmesi izleyicinin işlere biraz daha yakın hissetmesini sağladığına şüphe yok. Hafızanın eskiyle kurduğu köprü ve mütemadiyen yenilediği güncelliği içinden alınan temalar, kolektif hafızanın tabuları, özgürlük alanı, sistematik reddedişi, düzene entegre edilmesi üzerine farklı teknik ve malzemeyle üretilmiş işler serginin genel karakteristiğini oluşturuyor. Karşı kültüre ilişkin sorgulamaların ve çoğu zaman görmezden gelmenin sanatsal dökümü diyebileceğimiz serginin başlığı da bu içerikle eklemlenerek konuyla doğrudan bir bağ kurmamızı sağlıyor.
Odunpazarı Modern Müze'de tek başlık altında sunulan işlerin büyük bölümüne bienalleri ve aktüel sergileri takip edenler mutlaka hatırlayacaktır. Hafızanın sürekli inşa edilebilirliği bağlamında değişen zaman mekan algısı içinde bahsi geçen çalışmaları yeniden görmenin, izleyici- eser-sanatçı örüntüsü için yeniden incelenebilir olması heyecan verici. 31 sanatçının 41 çalışmasını görebileceğiniz sergi için 31 Mayıs 2022 son tarih, aklınızda bulunsun!
Sergide sunulan eserlerden Zeyno Pekünlü'nün 2012 tarihli Erkek Erkeğe 1950 ile 1980 yılları arasında çekilmiş melodramlardan sahnelerle oluşturulmuş bir video kolajı. Eski Türk filmlerini seviyorsanız birçoğuna aşina olduğunuz sahnelerden bir derleme. Bu melodramların hemen hepsinde başroldeki erkeğin hikayesi kadın üzerinden kurgulanır. Melek gibi kadınlar, şeytan gibi kadınlar, analar, bacılar, yoldaşlar, femme fatale'ler kadınlardan kaynaklanan ve kadınların sürüklediği bu hikayelerde kadın hep vardır. Sanatçı bu alışılmış anlatıdan kadını çekip alıyor ve kadının olmadığı süreklilikte geride kalanla bizi baş başa bırakıyor. Filmlerde erkeklerin yalnız kaldıklarında en sık işlenen sahnelerin birlikteliğinde alışagelen temsilden farklı bir kurguyu izliyoruz. Ortada zaman zaman erotik çağrışımlara yönelten, samimiyetsiz , yer yer trajikomik sahneler akıyor videoda. Ötekinin (kadın) yokluğunda sakil ama net bir reddediş içeren baskın bir erkek varlığıyla yüzleşiyoruz.
Unutulması Gerekenleri Belirleme Şubesi, 2021 tarihli bir Memed Erdener işi. Reklamlara ait ikna edici metinleri, eleştirel doza ayarlayarak yeni bakış açısı sunan Erdener, bürokrasiyi ütopik bir evrendeki devlet üzerinden hayal dünyamıza sokuyor. Bütün yerleşik yargılardan azade, yepyeni bir toplumsal oluşumun imkanı var mı? Unutulması Gerekenleri Belirleme Şubesi'nden bağımsız bir birey düşünebilir miyiz? Öznenin iradesi ve ideolojinin sınırları arasındaki muğlak ilişkinin bürokratik çıkmazları beni de yuttu şu an!