"İstiklal Caddesi No: 217" bu adresi kaydedin, çünkü 30 Eylül'e kadar küratörüğünü yaptığım #şimdibeyoğlu İstiklal Sanat Galerisi'nde.
Beyoğlu yüzyıllardır içinde çok fazla farklılığı barındıran kozmopolit bir yer. Yaşayan, yaşatan, üreten, hızla değişen, tüketen ve tüketilen canlı bir organizma. Türkiye'nin ilk özel sanat galerisinin açıldığı, mimarisiyle Batılı akranlarıyla boy ölçüşebilen, eğlencenin hiç eksik olmadığı, sinemanın kalbinin attığı Beyoğlu'nda şimdi'ye bakmak sınırları kaldırmak demek. Zira mekanın ruhu, hafızası olduğu gibi kendi mitleri de vardır ve Beyoğlu Türkiye'nin nostaljik belleğinde ilk akla gelen imajdır. Eski Beyoğlu ve eski İstanbul birçok küf tutmuş anıda neredeyse aynı minvalde anılır. Oysa değişim kaçınılmaz, şimdi ise değerlidir. Bulunduğumuz zaman diliminden geçmişe hayıflanmayı ya da geleceğe ilişkin hülyalara dalmayı tercih edebiliriz. Fakat Agamben'in de dediği gibi bizi bütünleyen en önemli unsur "şimdi" dir. İster geçmişi , ister geleceği derğerlendirelim bunu bugünün kriterleriyle yaparız.
İşte Şimdi Beyoğlu da tam böyle bir bakış açısıyla doğdu. Beyoğlu tarihsel kodlarıyla, kendisiyle karşılaşan herkesi biraz olsun esinleyen bir yer. Şimdi Beyoğlu, Beyoğlu'na yaşam, üretim yahut eğitim sebebiyle bağlanan sanatçıların işlerinden oluşan bir seçki.
Sergi doğrudan Beyoğlu'nun mekansal hafızasına odaklanıyor.
Attila Dur, Cemal Yiğit Sütçü, Cüneyt Işık, Işıl Çelik, Joel Menemşe, Merve Yenigeldi, Mesut İkinci, M. Tahir Akkurt, Orçun Beslen, Pınar Bora gibi sanatçıların yer aldığı seçkide seramikten resme, fotoğraftan video'ya kadar uzanan çeşitli ifade biçimleri yer alıyor.
Kültür ve sanatla özdeşleşmiş bir semtin belleğine Şimdi Beyoğlu ile böylece biz de (ben ve sanatçı arkadaşlarım) katılmış oluyoruz.
Küratör Metni:
Birçok düşünce biçiminde tarih ile bugünün birlikte
yürüdüğü vurgulanır. İnsanı geçmişle gelecek arasında kritik bir noktada
değerlendirmeye eğilimli olsak da mekanlar da benzer nitelik taşır. Beyoğlu nostaljik mitlerin gölgesinde
kalmakla suçlanan bir merkez. Oysa “şimdi” önemlidir. Hangi zaman dilimini
incelersek inceleyelim bunu kendi zamanımızı baz alarak yaparız.
“Şimdi Beyoğlu”, Beyoğlu’na yaşama
yahut üretme itkisi ile bağlı genç sanatçıların çalışmaları aracılığıyla,
semtin düşünsel ve tarihsel söylemi açısından mütemadiyen kendini güncelleyen
kültürel doğası ile ilişkisine odaklanıyor.
İstanbul’un kültürel belleğinde
inşa edici ve saklayıcı bir rol üstlenen Beyoğlu’nun bir mekân olarak
hareketli, organik ve değişebilir niteliğini Henri Lefebvre’nin “Mekânın
Üretimi” sorunsalı altında inceliyor. Bilindiği gibi Lefebvre mekanı soyut, boş
bir metafor olarak algılamadığı gibi onu görünen bir fenomen olarak da
tanımlamaz. Konuyu algılanan, tasarlanan
ve yaşayan mekân diyalektiği ile kavramsallaştırır. Böylece mekânı hem sürekli
işleyen hem de somut maddi bir bağlama yerleştirir. Mekân algısına yüklenen bu
devingen mizaç onu birey açısından da topluluk açısından da düzenleyici bir
konuma getirir.
“Şimdi Beyoğlu”, bireysel ve
toplumsal açıdan aktif bir organizma olan Beyoğlu’nu mekânsal açıdan ele
alıyor. Sergi aynı zamanda izleyiciyle buluştuğu noktadan başlayarak İstiklal
Caddesi’ni seçkinin bir parçası olarak seçkiyle bütünlüyor.
Açılıştan kareler: Beyoğlu Belediye Başkanı Sayın İnan Güney ve genç sanatçılar.
Güzel dostlar iyi ki varlar , sevgili Hacer Pala ile.
#şimdibeyoğlu
Geçtiğimiz yüzyılda kahveleriyle, ilk özel sanat galerisiyle, gece hayatıyla entelektüellerin buluştuğu, sanatla özdeşleşmiş bir semt Beyoğlu. İstiklal Sanat Galerisi'nin az ötesinde Kallavi Sokak 20 numarada Eyüboğlu kardeşler ve Adelet Cimcoz'un kurduğu Maya Sanat Galerisi, Sait Faik'le Orhan Veli'nin buluştuğu Nisuaz, Alyon'da (Bugün Erol Dernek Sokak) Fatma Girik'le Giovanni Scognamillo'nun kol kola yürüdüğü, sokağın sesinin tramvay sesiyle koro oluşturduğu bir anlatıcı. Benim bütün hayatımın geçtiği, yaşama azmine, hiç uyumayan akışına bayıldığım, gönülden bağlı olduğum bir yer. Esasen kelimenin tam manasıyla ait olduğum yer. Bu nedenle de #şimdibeyoğlu sergisinin küratörü olmak tarifsiz anlamlar taşıyor nazarımda.
İstiklal Caddesi gündelik hayatımın uzantısı en dolu kahkahaları orada attım, en çok orada ağladım. En güzel karnemi alıp eve o caddeden koştum, en güzel iltifatlara o caddede mazhar oldum. #şimdibeyoğlu ile o caddede sesim çınladı. Hayatımın en heyecanlı açılış konuşmasını yaptım. Şimdinin Beyoğlu'suna bizim gözümüzden bakmanız için de bu yazıyı kaleme aldım.
Hadi siz de heyecanımıza ortak olun!
O halde #şimdibeyoğlu !
Yazarın Beyoğlu sevgisi için :
Öncelikle çok tebrikler sevgili Aslı.
YanıtlaSilTam da bu aralar sergilerle hemhal olmuşken nasıl da heyecanla okudum. Ne bulunmaz bir fırsat! Beyoğlu ile bu denli özdeşleşmiş bir akademisyenin küratörlüğünde üstelik.
Eylül'de havalar da serinlemişken bir İstanbul ziyaretine dahil edilecek çok cazip bir seçenek gerçekten. 😇
Kutluyorum tekrar. Sevgiler :)