17 Ağustos 2019 Cumartesi

Tarihin ve Sporun Tadını Çıkarın : Antalya

Dalları saran erguvanlar, bahçelerden yükselen turunç çiçeği kokusu, Akdeniz’in dinlendirici ışıltısı, Antalya’da ilkbahar bir başka.  Deniz, doğa ve tarihin olağanüstü bir ahenkle salındığı bu şehrin son yıllardaki yükselen yıldızıysa golf… 




Doğa yeniden uyanırken, bütün çiçekleri takınıp, Bey Dağları’nın karlı doruklarında halen bir avuç kar varken, şelalelerde sular gürül gürül akarken Antalya’nın tadı bir başkadır. 12 ay boyunca güllerin yetiştiği iklimin baharında, şehrin ortasında Serik’e doğru uzanmak, hayata tabiatın kollarında tarih ve sporla iç içe bir mola vermek anlamına gelir.  Serik’e bağlı küçük bir yerleşim olan Belek, bir süredir golf dünyasında adından övgüyle söz ettiren bir nokta. Türkiye’de golf sporunun kökleri 19. yüzyıla kadar uzansa da asıl gelişimini kabaca son 30 yılda gerçekleştirdi.  Bu atılımın en önemli merkezi ise dört mevsim mutedil bir iklime sahip olan, Akdeniz’in bütün güzelliklerini bünyesinde barındıran Belek oldu.  Coğrafi güzelliklerinin yanında bölge golf tutkunları için mükemmel tesislerle donatılmış durumda.  Konaklama konusunda çıtayı hep en üstte tutan Belek, tasarım ve planlamada tam not alan golf sahalarıyla da  övgü topluyor.   2008 yılında, Uluslararası Golf Tur Operatörleri Birliği (IAGTO)  tarafından Avrupa’da Yılın En İyi Golf Bölgesi ödülüne  layık görülen belde bu konuda iddialı olduğunu da kanıtlamış oluyor.  Masmavi kumsallara açılan upuzun sahiliyle Belek, sayısız konaklama tesisine sahip, bu turistik tesislerden 11 tanesinin bünyesinde 27 golf sahası yer alıyor.  Çam ve okaliptus ağaçlarıyla çevrili National Golf Club, üç büyük sahası ve her seviye sporcuya uygun düzenlemesiyle Gloria Golf Resort, İngiliz mimarlığından etkiler taşıyan  Regnum Carya, çam ormanın içinde  kurulu Maxx Royal Belek Golf Resort, denize kıyısı olan sahası  ve her çukuru farklı peyzaj özelliklerle tasarlanan Titanic Deluxe Golf Belek, yaklaşık 4800 metrekare sahasıyla Cornella Golf Club bölgede golf sporuyla tatili bir arada sunan seçeneklerden birkaçı.



 Dünya çapında önemli golf organizasyonlarının da düzenlendiği Belek,  Akdeniz’in harikulade evreninde olmasının verdiği avantajla konuklarına zengin bir tarih ve yeşilin her tonunun yakıştığı bir tabiatta sunuyor.  Çehresinde çamların ve portakal ağaçlarıyla reverans yaptığı belde kuşların göç yolları üzerinde olduğu için, farklı kuş türlerine rastlanabilecek özel yerlerden.  Öte yandan nesli tükenmekte olan caretta carettalar , üremek için bölgenin kilometrelerce devam eden, turkuaz sulara açılan kumsallarını mesken edinmiş durumda.  Doğanın mucizevi görüntülerinin yeşil bir örtüyle gizlendiği Kurşunlu Şelalesi,  doğanın şarkısını bağıra bağıra söylediği bir yer olarak kalplerde yer edecek. 18 metreden akan şelalesi, defne , zeytin ve sakız ağaçlarının titreştiği sularında yeşilbaş ördeklerin yüzdüğü Kurşunlu tabiatın zenginliğiyle ferahlık veren bir rota. 
   
 

İlhamını Akdeniz’ın sıcaklığından, enerjisini eteğinde süzüldüğü mor dağlardan alan Belek, unutulmuş çağların peşine düşmek için de doğru adres.  Vakti zamanında etkili ticaret yollarının üzerinde olmasıyla bölge birçok antik yerleşimi sinesinde saklıyor.  Binlerce yıldır ayakta duran, bugün bile bir mühendislik şaheseri olarak kabul gören Aspendos Tiyatrosu, Belek’in yanı başında yer alıyor.  Yapılış öyküsüne romantik bir aşk masalının karıştığı Aspendos Tiyatrosu büyük bir antik kentin gösterişli bir parçası. On beş bin kişilik tiyatro, çağın ünlü mimarı Zenon’un imzasını taşıyor. Aspendos Tiyatrosu, antik devirden çağımıza neredeyse kayıpsız olarak ulaşan, dünyadaki en sağlam örneklerden biri olarak biliniyor.   Bölgenin zamanı durduran diğer bir köşesi bir zamanlar mamur Pamfilya’nın başkenti olan Perge Antik Kenti. Tunç Çağı’ndan günümüze kadar ayakta kalmayı başaran Perge’de yapılan arkeolojik çalışmalar sayesinde Antalya Arkeoloji Müzesi dünyanın en geniş Roma dönemi heykel koleksiyonuna sahip olmuştur.  Stadyumu, tiyatrosu ve agorasıyla Perge, tarihin tozlu sayfalarında debdebeli bir yolculuk için her zaman hazır.  Perge’nin kuzeydoğusunda bulunan Sillyon Antik Kenti de Antalya’nın  kültürel zenginliğini bugüne taşıyan bir hazine.  Yapılışı erken devirlere kadar uzanan kent  çevreye hakim bir tepe üzerine kurulan kent Bizans devrinde dini bir merkez olarak nam salmıştır.  Uzun yıllar yerleşime açık olan kentte hakim olan her gücün izi görülebilir. Surları, evleri , tiyatrosu, Bizans kilisesi, Selçuklu zamanından kalan camisiyle Sillyon Antik Kenti tam bir keşif alanı. 


Rengarenk bir şehir Antalya, Akdenizli olmanın getirdiği bütün inceliklere sahip,  yüzyıllar boyu gözde bir kent olmasının sağladığı çeşitlilik, Yörük gelenekleri derken ortaya lezzetli bir mutfak çıkmış. Toprağın bereketi , Akdeniz’in bereketiyle bütünleşince her yemek apayrı bir lezzete bürünmüş. Bergamut, karpuz, turunç reçeli sabah kahvaltılarının olmazsa olmazı arasında.  Geleneksel yöntemlerle üretilen peynir ve tereyağının yanında, Antalya , Avrupa’nın ünlü peynirlerinin de üreticisi konumunda.  Şehrin yerel lezzetlerinden en şöhretlisi  Antalya piyazı,  taratorlu ya da tahinli olarak yapılan bu piyaz özellikle köftenin yanında tercih ediliyor. Kuzu ve oğlak etiyle hazırlanan Yörük kebabı, Giritli göçmenler aracılığıyla gelmiş bir tarif olan Mizisra tatlısı,  domates, patlıcan , biber ve pirincin başrolde olduğu domates cilvesi Antalya’nın geleneksel tatlarından bazıları. Elbette şehrin çok gelişmiş bir balık ve meze mutfağı bulunuyor.  Akdenizli profiline uygun biçimde deniz mahsulleriyle ihtişamlı sofralar kurulsa da Antalya mutfağında kırmızı etin hakimiyeti kesinlikle yadsınamaz. Şehir özelikle kuzu eti konusunda klasikleşmiş mekanlara sahip.


Not: Yazı SunExpress'in uçak içi yayını SunTimes Mayıs /2019 sayısı için kaleme alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder