28 Ekim 2021 Perşembe

Mamut Art Project 2021 İçin Son Günler!

 2013 yılından bu yana sanat piyasasına giren genç yetenekleri destekleyen Mamut Art Project'in 2021 edisyonu Yapı Kredi Bomontiada'da başladı. Bu yıl  seçici kurul tarafından 43 sanatçı ve yaklaşık 300 eser belirlendi. 2021 edisyonunun genç yetenekleri arasında kız kardeşim Pınar Bora'nın bulunması organizasyonu benim için daha heyecanlı ve özel hale getirdi. Gözümün önünde yeşeren, her aşamasına şahit olduğum işin izleyiciyle buluştuğunu görmek müthiş bir duygu. İnsan herkes görsün istiyor!



Bomontiada'nın üç ayrı birimine yayılan sergi Ekim ayı sonuna kadar ziyarete açık. Dilerseniz çevrimiçi platformda da sergiyi izleyebilirsiniz. Sanatsal üretimi  yeni isimler bağlamında teşvik eden ve sanatçıyla izleyici arasında doğrudan bir ilişki yaratan organizasyonun seçici jürisi her yıl farklı isimlerden oluşuyor. 2021 edisyonunda Pilot Galeri direktörü Azra Tüzünoğlu, İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Endüstri Ürünleri Tasarımı ve İç Mimarlık Bölüm Başkanı Can Altay, küratör, sanat tarihçisi Necmi Sönmez; sanatçı Hale Tenger ve sanat danışmanı Melis Terzioğlu jüri olarak görev aldı. 

Sergide en dikkat çeken durum gençlerin malzeme ve teknik kullanımında son derece cesur olması. Bu da piyasa koşullarının dayatmalarının dışında bir sergide olduğunuzu hemen hissettiriyor. Öte yandan malzeme ve teknikteki zenginlik ifade biçimini de aynı ölçüde etkiliyor. Kanıksadığımız temsillerin bile kabuğunu kıran çalışmalarla yüz yüze geliyorsunuz. Estetik bakış açımızın pandemiyle evlere kapanan dünyasının derin bir nefes aldığı projenin sürprizlerinden biri "Dreamscapes" başlığı altında sergilenen illüstürasyon sanatçılarının hayali konser afişleri. Yaratıcı fikirleri buluşturan HOOD Base imzası taşıyan Dreamscapes müziğin birleştirici gücünü ve enerjisini yansıtan harika bir seçki. 

43 sanatçının işlerinden ve Dreamscapes'in müzikal ruhundan küçük seçki yaptım. Unutmayın sergi 31 Ekim 2021'e kadar Yapı Kredi Bomontiada'da!



Pınar Bora'nın 20. yüzyılın ikonik olaylarına ve karakterlerine ilişkin çalışması "Bir Hayalim Var" adını taşıyor. Tanıdık yüzler ve olayların fotoğrafları plastik ve metal alaşım yüzeyler üzerine sanatçı tarafından aktarılmış ve ısıyla şekillendirilmiş. Toplumsal bellekte belli imajlar temsil eden ve yerleşik kalıplara oturtulan karakterler çalışmanın ana öğesini oluşturuyor. İki kez Pakistan başbakanı olarak görev yapan ve hayatını bir suikast sonucu kaybeden Benazir Butto, kendi hayat hikayesini kurgulayarak sanat dünyasında iz bırakan Joseph Beuys, yaşamı da ölümü kadar trajik olan Lady Diana, ilk Türk kadın arkeolog Halet Çambel, sosyalist öpücüğün en görkemli hali Leonid Brejnev ve Erich Honecker , ayrımcılığa karşı hayatını ortaya koyan ve "Bir Hayalim Var" adına ilham veren Martin Luther King çalışmada karşımıza çıkan isimlerden yalnızca birkaçı. 20. yüzyıla damgasını vuran önemli kimliklerin eriyen ve değişime açık malzemeyle dönüşmesi, kimliğin gerçek dünyadaki dönüşümü bağlamında sorgulamaya açıyor. 



Bakışları üzerinizde hissediyor musunuz? Deniz Satır Hartikainen, farklı boyutlarda ve yün-akrilik karışımı bir dokuma ile sunduğu işini "Ommetabhobia" olarak isimlendirmiş. Göze temas korkusu yahut göz korkusu olarak açıklanabilecek Ommetabhobia'da sanatçı kendi fobisiyle yüzleşirken, izleyiciyi de sürekli izlenme rahatsızlığıyla yüz yüze getiriyor. 



"Canavar Çağıran Bayraklar" Ahmet Özcan imzasını taşıyor. Mehmet Siyah Kalem ve Hieronymus Bosch gibi hayatı hakkında sınırlı bilgiye sahip olduğumuz isimlerinin karanlık sahnelerinden esinlenen Özcan kendi özgün canavarlarını yaratmış. Canavar, söylenişi ve yüklenişi itibariyle bizi dehşete düşürse de genç sanatçının işindekiler pek bildiğimiz kalıplara uymuyor. Hacim kazandırılmış kağıtlar, kumaş ve elyaf gibi malzemenin kullanıldığı çalışmada canavarlar hiç de korkunç değil. Dört parmaklarıyla hayatımıza karışmaya ve alışılagelmiş bir takım unsurlara karşı gelmeye hazırlar. 













43 sanatçı ve 300'e yakın eser, söylemesi kolay ama tek tek anlatması kolay değil! Hazır sergi devam ediyorken Bomontiada'nın İstanbul'un içinde olup, İstanbul'dan izole hissettiren atmosferine karışmalı, genç sanatçıların ufkuna yelken açıp, evlerde hapsolan ruhlarımızı havalandırmalı...

2 yorum:

  1. İmkân bulan kaçırmasın derim. Çok iyi gelecek.
    Sergiyi seninle gezmek, Pınar'ın çok sevdiğim çalışmasını yakından görmek, ardından gelen sohbet muhabbet benim için ayrıca güzeldi. Salgın öncesinde olduğu gibi, umarım şu salgının bitişiyle de, nicelerine...

    YanıtlaSil
  2. İnşallah, her dediğine katılıyorum Sezerciğim.

    YanıtlaSil